Atatürk harp okulundaMustafa Kemal İstanbul'da
Harp Okulu öğrencisiyken (1899 - 1902)
Mustafa Kemal, Şemsi Efendi Mektebi'nden mezun olduktan sonra Selanik
Mülkiye Rüştiyesi'ne devam etti. 1894 yılının Temmuz-Ağustos aylarında kendi
kararı ile Askeri Rüştiye'ye başladı. Okul döneminde Selanik'te, yaz aylarında
ise çiftliğe giderek dayısı Hüseyin Efendi'nin yanında kalıyordu. Öğretmenleri
Mustafa Kemal'in zeki ve yetenekli bir genç olduğunu hemen fark ettiler ve ona
büyük bir sevgi ve ilgi gösterdiler.
Genç Mustafa'nın, "Kemal" ismini alması ise, adı geçen okulda
gerçekleşti. Matematik öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Efendi, yetenekleri ve zekası
ile dikkat çeken Mustafa'yı sınıftaki diğer Mustafalardan ayırt etmek için,
öğrencisinin adının sonuna "Kemal" ismini ekledi. Böylece genç öğrenci tüm
dünyanın tanıdığı yeni ismiyle anılmaya başlandı: Mustafa Kemal.
Mustafa Kemal, Selanik Askeri Rüştiyesi'ni bitirdikten sonra 1896'da
Manastır Askeri İdadisi'ne girdi. Burada Ömer Naci ve Ali Fethi (Okyar) ile
arkadaş oldu. Mustafa Kemal, hem askerlik eğitimine devam ediyor hem de
Fransızca dersleri alarak yabancı dil eğitimine büyük önem veriyordu.
Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisi'ni başarı ile bitirerek, 13 Mart
1899 tarihinde İstanbul'da Harp Okulu'na girdi. Üç yılda Harbiye öğrenimini
tamamlayıp 10 Şubat 1902'de bu okulu teğmen rütbesiyle bitirdi ve öğrenimine
Harp Akademisinde devam etti. 1903 yılında Üsteğmen oldu. 11 Ocak 1905 tarihinde
de kurmay yüzbaşı rütbesiyle Harp Akademisi'nden mezun oldu.
Burada şu gerçeğin üzerinde özellikle durmak gerekir: Mustafa Kemal söz
konusu okullarda üstün kişiliği ve seciyesiyle herkesin sevgisini, saygısını
kazanmıştır. Harbiye ve Harp Akademisi'nde okuduğu sırada, Osmanlı
İmparatorluğu'nun içinde bulunduğu durumla yakından ilgilenmiş ve ülkenin
zorlukların üstesinden gelebilmesi için çözüm önerileri üretmiştir. Osmanlı
İmparatorluğu'nun ali menfaatleri açısından bir an önce yapılması gerektiğine
inandığı düzenlemeleri büyük bir içtenlikle savunmuştur. Dahası, görüş ve
düşüncelerini her ortamda dile getirmekten çekinmemiştir. 5 Şubat 1905 tarihinde
Şam'a atanması ise, askeri hayatında yeni bir dönemin başlangıcı
olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder